Ulucanlar Cezaevi Müzesi
Ulucanlar Cezaevi 1925 yılında inşasına başlanmış ve tam 81 yıl boyunca siyasi mahkumları ağırlamıştır. Türkiye’nin kuruluşundan bu yana hep çalkantılı olan siyasi hayatının bedelini ödeyenler bu cezaevinde bu koğuşlarda belki en güzel çağını belki de bir ömrünü tüketmişlerdir. Ulucanlar Cezaevi Müzesi ise acılarını bu koğuşlarda yaşayanların anısını unutturmamak, yok etmemek adına restore edilerek 2011 yılında ziyaretçiye açılmıştır.
Ulucanlar Cezaevi Müzesi, ziyaretçilerine cumhuriyet tarihinin en acılı tarafını anlatmaktadır. Tarihe adını yazdırmış onlarca ismin hatıraları burada sergilenmiştir. Deniz Gezmiş’ten Yılmaz Güney’e kadar tanınmış onlarca isim bugün müzede ifşa edilmektedir. Ulucanlar Cezaevi Müzesi tarihte tanık olduğu onlarca işkenceyi onlarca infazı; şu an mahkumların mektuplarında, not defterlerinde, boş sigara paketlerinde ve orada kalan nice eşyalarında anlatmaktadır. Müzede Deniz Gezmiş’in hırkası, Hüseyin İnan’ın bir not defteri sergilenmektedir. Koğuşların kapısı da ziyaretçilere açıktır. Ulucanlar Cezaevi Müzesi içinde en dikkat çeken yerlerden bir tanesi de karanlık koridordur. Koridorda sıralanmış odalardan duvarları yumruklayan, acısını bağıran mahkumların sesleri gelmektedir. Bu sesler elbette ki canlandırmadır. Bomboş tecrit odalarının ise soğukluğunu hissetmeniz mümkündür.

Müzenin içinde sadece mahkumların fotoğrafları ya da hatıraları yer almamaktadır. Ulucanlar Cezaevi Müzesi aynı zamanda idam cezasına çarptırılmış ve hayatına son verilmiş pek çok insanın asıldığı darağacını da ziyarete gelenlerin gözleri önüne sermektedir.
Ulucanlar Cezaevi Müzesi Ulaşım
Ulucanlar Cezaevi Müzesi Ankara’ya giden herkesin bugünün gençlerinin bile akılından çıkmayan kişilerin dolaştığı o dört duvara, o avluya mutlaka gitmesi gerekiyor. Ankara’nın Altındağ belediyesi içinde yer alan müze hem Ulus’a hem de Kızılay’a yarım saat, kırk beş dakika gibi bir uzaklıkta bulunuyor. Eğer arabayla ya da otobüsle gidecekseniz 10 dakika kadar kısa bir sürede oraya ulaşmanız mümkün.